Zaman mı Bizi Yönetiyor Biz Mi Zamanı
- İbrahim Çelik
- 14 May 2015
- 2 dakikada okunur
Son günlerde hepimizin şikayet ettiği konulardan biridir zaman yönetimi.Teknoloji konusunda her geçen yıl kendimizi geliştirsekte hızımıza hız katsakta zamanı yönetme konusunu insanların çoğu maalesef zor durumda. Ve şu soru aklımıza geliyor. Zaman mı Bizi Yönetiyor Biz Mi Zamanı...

Teknolojinin ilerlemesiyle hepimizin hayatı aslında büyük hıza kavuştu. Kullandığımız bilgisayarlar, çantamızda taşıdığımız akıllı telefonlar, evlerimizde her işimizi yaptığımız elektrikli ev aletleri bize çağ atlattı. Artık günler değil saniyeler içinde istediğimiz kişiler ile iletişim kurabiliyoruz. Akıllı cihazlarımız'dan dünyanın diğer ucundaki arkadaşımızla görüntülü telefon görüşmesi yapabiliyoruz veya hiç bilmediğimiz bir adresi elimizle koymuş gibi bulabiliyor, müdürümüzün istediği raporu yarım saat içinde bitirip saniye içinde ulaştırabiliyoruz, ülkenin tam doğusunda gerçekleşen kötü bir olayı haber olarak anında izleyebiliyoruz.İstanbul’dan İzmir’e yarım saatte, Antalya’ya bir saatte, İngiltere’ye 4 saatte gidebiliyoruz. Peki niye zamana yetişemiyoruz.Günümüzde çoğu insan sürekli bir koşturma ve yetişme telaşı içinde. Herkes ama herkes bir şeyleri ya da bir yerlere yetişmeye çalışıyor. Ve günün sonunda çoğu insan zamana yetişemiyor.

Yarım asır önce insanların hayatlarına baktığınızda hızın tanımı çok başka boyutlardaydı. İş yerlerinde her şey kocaman dosyalar içindeydi. Hazırlanması gereken raporlar, yapılması gereken sunumlar, analizler tamamen insan gücüyle ve kağıtlar kullanılarak yapılmaktaydı. İnsanların 10 dakika sonra aylık performans raporunu göndermem gerekiyor gibi dertleri yoktu veya aynı saat diliminde bird
en fazla rapor veya sunumu hazırlayıp teslim edilmesi gibi bir zorunlulukları yoktu. Anadolu'daki çoğu insan ise tarla, bağ, bahçe veya hayvancılıkla uğraşıyorlardı. En büyük dertleri belki sabah 5 'te kalkıp hayvanların yemlerini vermekti. Erken kalkıp erken yatarlar, sağlık beslenirlerdi. Bir yerlere yetişmek, işlerini yetiştirmek gibi dertleri hiçbir zaman olmazdı.Yarım saat içinde İzmir’de olmayacaklarını her zaman bildikleri için bunu kendilerinde yük edilmezlerdi. Eğer İzmir’e gideceklerse ne kadar süre alacağını bilirler ve ona göre planlarlardı. Belki bir hafta belkide bir ay önceden yolculuk yapmak için hazırlanmaya başlarlardı.

Anadolu’da yaşayan insanlar her zaman işlerini yetiştirirler hatta bolca boş vakitleri kalırdı. Bu boş vakitlerde köy kahvelerine giderlerdi, kadınlar birbirlerine gider, kendi aralarında gün yapar ve sosyalleşirlerdi. Hiçbir zaman aralarında ben zamana yetişemiyorum cümlesi geçmezdi. Hiçbir kadının bugün ne yemek yapsam derdi olmazdı, ya da off yine akşam yemeğini yetiştiremediğim dertleri olmazdı. Çünkü eskiden kadınlar her işini rahat rahat yaparlardı ve hiç sorun yaşamazlardı.
Şimdi ne değişti.
Aslında hayatımızı kolaylaştıran bir çok etken geldi. Teknoloji çok ilerledi her şey çok hızlandı. Ulaşım için uçaklar, hızlı trenler, metrobüs, metro, tramvay hatta deniz altı ulaşımı için Marmaray hayatımıza girdi. Akıllı telefonların aklı hepimizi geçer seviyelere geldi. Evde kullanılan ev aletlerinin yaptıklarına şaşar durumdayız. Bilgisayar ve internet hızı muhteşem seviyelere geldi. Eski insanlara göre daha az uyuyor, daha az dinleniyoruz, daha az boş vakte sahibiz ve belkide 10 kat daha fazla hıza sahibiz. Peki biz insanlar bu kadar hıza sahipken neden zamana yetişemiyoruz?
Comentarios